ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

REYHANLI

Roma imparatoru Septimus Severus Antakya’ya geldi. İ.S. 260 yılında Sasani Kralı Şapur, İ.S. 268 yılında ise Palmyralı Zenobia bölgeyi aldı. 333 yılında Roma askerleri Antakya'yı yağmaladılar. 395 yılında bölge, Doğu Roma (Bizans) sınırlarında kaldı. 540 yılında Sasani Kralı Anuşirevan, 589 yılında yine Sasani Kralı IV. Hürmüz, 610 da Kral Dara bölgeye girdiler. 638 yılında Araplar Antakya'ya girdiler. Abbasiler döneminde yörede vergi kaldırıldı.
Bölge halkı rahat ve huzur içinde yaşadı. 9. yüzyılda Halep’te Hamdaniler Devleti kurulunca, Hatay bölgesi bu Devlete bağlandı. (944–969) Bizanslılar 969 yılında bölgeyi ele geçirdiler. Hanoğlu Harun adındaki Karahanlı prensi, Bin Oğuz atlısıyla geldiği bölgede, Artah (Reyhanlı) ve İmm (Yenişehir) kalelerini fethetti.
 (1067) Türkmen ve Arap kuvvetleri, Halep yöresindeki Bizans güçlerini yendiler. 1068 yılında Bizans İmparatoru Romanos Diogenes, bu iki kaleyi geri aldı. 1071 yılındaki Malazgirt Meydan Savaşından sonra Türklerin akınları arttı. 1084 Aralık ayında Antakya, Süleymanşah tarafından fethedildi. Daha sonra 1085 yılında Harim, Artah gibi kaleleri fethetti. Sultan Melikşah 1086 yılında Antakya’ya geldi. 30 Haziran 1098 yılında Haçlılar Antakya’yı ele geçirdiler.
 Ancak Küdüse gitmek üzere doğuya yönelmelerine rağmen Artah kalesini alamadılar. Geriye dönerek deniz yoluyla Kudüse gittiler. Hatay yöresi daha sonraki yıllarda sık sık ele değiştirdi. 1268 yılında Memlük Sultanı Baybars Hataya hâkim oldu. 1378 yılında Dulkadiroğlu Beyliği Hataya girdi, Amik Ovasını aldı. 24 Ağustos 1516da yapılan Mercidabık Savaşı’ndan sonra Hatay, 
Osmanlı yönetimine girdi. Osmanlı imparatorluğu; askeri, siyasi, ekonomik yönden zayıflayınca, asker toplamak, tarımsal ürünü arttırmak ve ekonomiyi güçlendirmek üzere, yöredeki Aşiretleri iskân ettirmeye karar verdi, 18 Nisan l690 tarihinde Konya toplantısında, bölgedeki Aşiretlerden savaşlara katılacaklarına dair söz alındı. Bu Aşiretlerin içinde Reyhanlı Aşireti vardı. Rakka, Halep ve Antakya çevresine bu 'Türkmen Aşiretleri iskân ettirilirken, Hama çevresine de Arap Aşiretleri zorla iskâna tabi tutuldular (1720). Ancak bunlar daha sonraları yerlerini terk ederek göçebeliğe döndüler. 1772'de Halil ve Osman Paşaların isyanı görülür. Kilis’te isyan bastırılır.
 1630lu yıllarda Hatay bölgesi, Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa tarafından ele geçirilir. 18. ve 19. yüzyıllarda bölgede eşkıyalık hareketleri görülür. Aşiretlerin bölgeyi talan etmeleri konuşulmaya devam edilir. Amik Ovası Merkez olmak üzere, doğu ve güneye doğru (Kilis, Elbeyli, Asi Nehri, Halep’in kuzeyi) olan bölgede Reyhanlı Aşireti; Mursallı (2) kol, Bahadırlı(2) kol, Sarıcalı (2) kol, Kodallı, Corslu, Torunlu, Löklü, Karaahmetli, Yirdinli, Tevekkelli olmak üzere 13 kola ayrılmıştı. 1802 yılındaki nüfusu 50.000den fazlaydı. 1865 yılında Islah Birliği (Fırka-i İslâhiye), Derviş İbrahim Paşa ile Cevdet Paşa komutalarında İskenderun’a geldi. Reyhanîye adıyla bir yerleşim merkezi, Amik Ovasının doğusunda Sonbaharda Kuruldu. 1867 yılı verilerine göre Reyhanîye hane sayışı 2200 idi. Buraya daha sonraki yıllarda Tatar, Kafkas, Trakya göçmenleri yerleştirildi.
 I.Dünya Savaşı sonunda Mondros Mütarekesi imzalanınca Ekim 1918'de İngilizler Halep'e girdiler. Aralık 1910 da Hatay tamamen işgal edildi. 19 Aralık 1918 de Fransızlara karşı ilk direniş başladı. Mürseloğlu Tayfur (Sökmen), Dedebeyzade Hakkı Bey, Türkmenzade Ahmet Bey, Yüzbaşı Asım Beyin yönetiminde toplandılar. Aralarında görev bölümü yaptılar. Mürselzade Tayfur Bey Amik Ovasındaki yerel direnişçilerin başına geçti. İşgalci Fransızlara karşı, Harim, Kırıkhan baskınları başladı. Eylül 1919dan sonra Hatay’da Müdafaa-i Hukuk örgütü kuruldu.
1920–1921 yılları Fransızlara karşı direnişle geçti. 20 Ekim 1921 tarihinde Fransızlarla, Ankara Antlaşması imzalandı. Buna göre Hatay, Fransız mandasına bırakıldı. Hatay, İskenderun Sancağı adıyla özerk oldu. Ancak Fransızların baskısı üzerine yöre halkı tekrar direnişe devam etti. 9 Eylül 1936 yılında Fransa, Suriye'nin egemenliğini tanıdı. İskenderun sancağı ise Fransız özerk yönetiminde idi. 29 Mayıs 1937 yılında Milletler Cemiyetince kabul edilen yeni anayasa ile İskenderun Sancağı özgün bir uluslararası statüye kavuştu. Ankara'da Türk ve Fransız askeri kurulları arasındaki görüşmelere Antakya’da devam edildi. 4 Temmuz 1938de antlaşma imzalandı. Buna göre Türk ve Fransız askerleri Hataya girerek düzeni sağlayacaktı.
 5 Temmuz 1938de Türk askeri Hataya girdi. Reyhanlıya girişi de 8 Temmuz 1938 de oldu. Hatay Millet Meclisi 2 Eylül 1938 günü toplandı. Devlet Başkanlığına Reyhanlılı Tayfur SÖKMEN seçildi. 23 Haziran 1939 tarihinde Hatay Millet Meclisi Türkiye’ye katılma kararı aldı. 23 Temmuz 1939 tarihinde ise son Fransız askeri de Hatay’dan ayrıldı. 7 Temmuz. 1939da 3711 Sayılı yasa ile TBMM tarafından Hatay il, Reyhanlı ilçe oldu. Reyhanîye adı, Reyhanlı olarak değiştirildi. Reyhanlıya Türk Askerinin Girişi anısına her yıl, 8 TEMMUZ günü törenler yapılır. 
 Yeri ve Sınırları Reyhanlı Türkiye’nin güneyinde, Hatay iline bağlı bir ilçe merkezidir. Doğusu ve güneyinde Suriye Arap Cumhuriyeti yer alır. Kuzeyinde Kırıkhan ve Kumlu; batısında Antakya güneybatısında Altınözü ile komşudur. Köyleri ile birlikte kapladığı alan 355 km2dir. Doğal Durumu Kuzeyinden geçen Afrin Çayı, batıdaki Amik Ovasında Asi Nehri ile birleşir, Suriye’den gelerek Türkiye ile sınırı çizen Asi nehri, Amik Ovasından geçerek Akdeniz’e dökülür. İlçenin üç gölü bulunmaktadır; Yenişehir, Pınarbaşı ve Cüdeyde. İçme suyu ise Yenişehir gölünden sağlanmaktadır. İlçenin toprakları tarıma uygundur. Denizden yükseklik 138 metredir.
Topraklarının % 80i ovalıktır. İklimi Yörede Akdeniz iklimi hâkimdir, Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır, Şehirde ortalama sıcaklık; Yaz için 20–35, kış için 3–20 santigrat derecedir, 8–10 yılda bir defa etkisiz kar görülür. Bitki Örtüsü Doğal bitki örtüsü makilerden oluşmasına rağmen toprakların tarıma elverişli olmasından dolayı tarıma dayalı bitki örtüsü görülür. Yenişehir Gölü etrafı, şehirlerarası yolların bir kısmı ve evlerin bahçeleri ağaçlıktır. Yenişehir Gölü etrafındaki ağaçlar okaliptus, çan, servi. Evlerin bahçelerinde portakal, mandalina, limon, erik, nar, çam, şeftali, oklaliptus, incir ekilmektedir. Doğusunda zeytin, incir ve üzüm bağları vardır.
 Kız isteyen taraf ailenin veya akrabaların ileri gelenini kız tarafının evine gönderir. Orada mesele konuşulur. Kız ailesi tarafından gün istenir. Ondan sonra nişan için tekrar gün ve söz alınır. Merasim nişanında şerbet içilir. Erkek tarafı kıza birçok hediyeler takarlar. İki tarafın hazırlıkları tamamlanmasından sonra düğüne başlanır. Düğüne akrabalara, komşulara, tanıdıklara davetiye gönderilir. Düğünler iki gün veya bir gün sürer. Düğünlerde kadınlı erkekli halay alayı yapılır. Bazen salonlarda saz orkestraları ile düğünde yapılır. Kına gecesi hem kıza hem de damada kına yapılır. Davetlilere yemek verilir; onlarda yeni kurulan aileye para ev eşyası şeklinde yadımda bulunurlar. Gelinin çıkarılacağı gün akrabalar gezdirilir. Gelin konvoyu oluşturularak Yenişehir Gölü etrafında tur atılır. 
Halkın Geçim Kaynakları: Tarım - Ticaret - Sanayi kollarına dayanmaktadır. Tarım : Reyhanlı, bir tarım ilçesidir. Tarım üretimi Türkiye ortalamasına göre yüksektir, Burada makineli tarım yapılmaktadır. 310.000 dekarlık ekilen arazinin 200.000 dekarı sulanabilmektedir. Tarım ilaçlaması ile bir kısım sıvı gübreleme, tarım tipi uçaklarla yapılır. Amik Ovasında 100.000 dekar alana pamuk ekildi. Üretim ise; 85.000 ton/ kütlü (çekirdekli pamuk) oldu. Buğday-Arpa 120.000 dekar (Çoğu Buğday), Mısır; 8.000 dekar, kuru soğanı ise 3000 dekar (Az miktarda sarımsak dahildir) Sebze; 4.000 dekar alana ekildi. Tarım ürünlerinin bir kısmı özel sektör tarafından satın alınmaktadır. Avrupa'ya ihraç edilen çeşitli türde çiçek Üretilen 25.000 m2 alanlı bir sera da bulunmaktadır.
İlçe sınırları içerisinde üretilen bir kısım sebze çeşitleri; bakIa, biber (yeşil, kırmızı), fasulye, börülce, bamya, turp, ıspanak, marul, sakız kabak, sıyırma kabak, bal kabağı, salatalık, kavun, karpuz, domates, patlıcan, lahana, havuç. Ayrıca soğan tohumu, kıska( ekilecek küçüklükte soğan) tanesi de üretilmektedir, Şehrin ihtiyacı kadar da yeşil soğan, taze fasulye yetiştirilmektedir. Ürünlerin büyük bir kısmı başka şehirlere, oradan da dış ülkelere (Ortadoğu -Rusya-Ortaasya ülkelerine ) pazarlanmak tadır. İlçe merkezinde Resmi ve Özel tarım kuruluşları vardır. Tarım üretimi teknik elemanlarınca daha iyi üretim için sürekli denetlemektedir. Ticaret: Avrupa'nın Ortadoğu kapısı olan
 Sınır kapısı, Reyhanlı İlçesi sınırları içerisindedir. E–5 karayolu (Europe - 5) buradan geçer. Avrupa ülkelerinden gelerek Ortadoğu ile Afrika'ya gidecek kara nakil araçları tırlar Reyhanlı Cilvegözü Gümrük kapısından geçerler.Ticaret ve Sanayi Odası kayıtlarına göre İlçeden yapılan ihraç malları şunlardır: Kuru soğan, patates, nohut, mercimek, meyve-sebze, Tereyağı, mermer, kok kömürü, halı, kilim, makine yedek parçası, ev eşyası, kiremit, battaniye, otomobil. Bunlardan; Kuru soğan, meyve-sebze Reyhanlı’da üretilmiştir. Reyhanlı uluslararası taşımacılıkta önemli bir yere sahiptir. Birçok uluslararası taşımacılık şirketleri bulunmaktadır. TIR ve kamyon sayısı yoğundur. Tarımdan sonra en fazla nakliyecilik yaygındır. Sanayi:Sanayi, tarıma dayalıdır. Reyhanlı'da üretilen pamuk için çırçır ve prese fabrikaları kurulmuştur. Bunlardan 14 adedi (Rollergin tipi) özel sektöründür. 1 kooperatif ile 1 devlet fabrikası çırçır ise (Sawgin tipi) faaliyettedir. Bunun dışında 1 yağ fabrikası vardır.